ŞİİR İHTİYAÇ MIDIR ?
Şiire 50 yılını veren Veysel Çolak’ın ‘Şiir bir ihtiyaç mıdır? ‘ söyleşisine katılanlar ikinci kez Dünya Şiir Günü yaşattılar Mehmet Atilla Kitaplığı okurlarına.
Bir yıldan bu yana süren söyleşilerin belki de en cıvıl cıvıl olanıydı bu.
Veysel Çolak yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi Şiir Atölyesi’nin çalışmalarını bilmeyen yoktur Karşıyaka sanat çevrelerinde. Dile kolay, 2003 yılından bu yana aralıksız sürüyor.
‘’İzmir’in, Türk ulusunun en eski sanatı şiirdir. Biz ulus olarak sanata şiirle başladık. Şiirle duygularımızı dile getirdik, âşık olduk, heyecanlandık, öfkelendik. Türküleşen şiirlerle oynadık, eğlendik. Sevgilimize şiirli mektuplar yazdık. Şiir, hayatımızda hep var oldu.’’ diyen Veysel Çolak, 11 Ocak 2023’te- Onat Kutlar’ın sonsuzluğa göçüşünün 28. yılında – öğrencileriyle birlikte Latife Hanım Köşkü bahçesindeki kapalı alanda bulunan Mehmet Atilla Kitaplığı’ndaydı.
Doğrusu bu ya, o gün şiirle oturduk şiirle kalktık. Adeta ikinci bir Dünya Şiir Günü yaşadık.
Yaşamını şiire adamış/ değilse bile şiire çok emek veren 13 öğrencisi ile Veysel Hoca, gözümde büyüdü de büyüdü doğrusu.
Batısıyla doğusuyla, kuzeyiyle güneyiyle kuraklık yaşayan ülkemiz ve kentimiz kuruyup gazel olurken bizler 11 Ocak’ta şiir yağmuruyla ıslandık âdeta.
Kimi şiirlerle romantizmi, kimi şiirlerle barışı ve barış mücadelesini soluduk kimi şiirlerle de kendimizi opera sahnesinde gibi duyumsadık.
İlk kez akepella olarak okunan bir şiire tanık olduk.
Bu öğrencileri ve Veysel Hoca’yı Karşıyaka Kent Konseyi’nde de ağırlamak isteriz doğrusu.
*
Şiir coğrafyamızınöznelerinden olan Veysel Çolak ‘ Yenibütüncü Şiir ‘ in öncülerinden…
Metin Cengiz, Seyyit Nezir, Hüseyin Haydar ve Tuğrul Keskin ile Aralık 1987’de yayımlanmış olan ‘ 20.Yüzyıl Türk Edebiyatındaki son manifesto ‘ özelliğindeki bildiriyle iz bırakanlardan…
Düşünün ki büyük şair Cemal Süreya, ‘’ Hepimiz Yenibütüncüyüz ‘’ demiştir.
Bildiriyle emperyalizme ve kapitalizme karşı çıkılarak bireyin önemine vurgu yapılır. İnsanın kültürel yenilenmesinin, yaşamın da yenilenmesi anlamına geleceğine açıklık getirilir.
Dergilerde yayımlanmış o yazılardan bir paragrafa burada yer vermek şart oldu.
‘’Yenibütüncü Şiir, Marksizmin ufkundaki bireyi hedef alan bir Türk şiir akımıdır. İkinci Yeni’den sonra ortaya konan en önemli şiir akımı olmuştur.’’
Veysel Hoca, bu akımın öncüsüdür.
11 Ocak’ta ona Yusuf Alper’in sorusunu yönelttim önce: ‘’ Şiir nedir ya da ne değildir?
İkinci sorum, kapitalizmin neden sanata ve özellikle de şiire düşman olduğuydu.
Aslında bu Karl Marks’ın birsözü. ‘’ Kapitalizm sanata, özellikle de şiire düşmandır.’’
Hepimiz öğrenmiş olduk bu düşmanlığın altında yatan düşünceyi.
Hatip konuşurken arada bir tanık olmuşluğum var. Kimileri yanındakiyle konuşur, kimisi de önündekine laf yetiştirir. Veysel Hoca konuşurken herkesi süzdüm, can kulağıyla dinliyorlardı. Buradan çıkacak bir sonuç var aslında. Konuya hâkim olan, kitleyi de büyülüyor. Etkiliyor.
Aşkın politik olduğunu düşündüğünü söyleyen Sayın Çolak’ın bir sözü çerçevelenecek türden: ‘’ ŞİİR, ŞAİRİN EYLEMİDİR! ‘’
Sanki Veysel Çolak’ın mottosu.
Gelelim konunun beni nerelere götürdüğüne…
Pablo Neruda 1969 yılında Şili kıyılarındaki bir kasabada sürgün yaşamındadır. Mario da ona gelen mektupları taşıyan postacı… Mario, Neruda’ya hayrandır ve onun kim olduğunu öğrendiği günden bu yana da onakitap imzalatmak için çabalamaktadır. Sonunda aralarında bir dostluk başlar. Günün birinde de ‘ Direnişin şairi ‘nden bir istekte bulunur.
Kitaplarda yer alan Pablo Neruda ve postacı arasında geçen o müthiş cümle şöyledir: ‘’ Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir.’’
Postacı, Pablo Neruda’dan ne istemişti acaba?
Konuyu öğrenmek isteyenler için Google ne güne duruyor?
Postacı ne demişti acaba Pablo Neruda’ya?
Veysel Çolak da o gün şiirin ihtiyaç olup olmadığını anlattı bizlere.
*
Yıllardır şiir atölyesi ile Karşıyakalılara hizmet veren Veysel Çolak’ın adı bugün Karşıyaka’da bir parkta yaşıyorsa hakkıdır. Değerbilir Karşıyaka Belediye Başkanını ve belediye meclisini aldıkları bu karar nedeniyle kutluyorum.
Şiire ömrünü adayan hocanın öğrencilerine gelince…
Fatma Aras, Şehnaz İşeri, Ülkü Kaynak, Gülizar Atan, Suzan Erol, Nurdan Aladağ, Fatma Şahin Gündoğan, Canan Gürtunca Sanlı, Semiha Taşözenç, Nüket Hürmeriç, Nilgün Beydilli, Birgül Kızılkaya ve Ali Ekber Güneş…
Her biriyle ilgili abartılı tümceler de kurabilirim ama gerek yok buna. Her biri dersine çok iyi çalışmış öğrencilerdi.
Fatma Şahin Gündoğan ile Canan Gürtunca Sanlı, sabah akşam şiir mi okuyorlar acaba evlerinde diye düşünmeden de edemedim.
Veysel Hoca’nın öğrencileri her türlü övgüye değer şairler bence…
*
Etkinlik sonrasında Veysel Hoca’nın haklı eleştirisine gelince…
Çok haklıydı.
Benim yanlışımdı…
Program akışı içinde başka konuşmalara yer verdiğim için eleştiriyordu.
Zaman zaman yaşıyorduk buna benzer örnekleri.
Örneğin bir dinleyici/ izleyici, o günkü konuyla ilgisi olmayan bir istekte ya da öneride veyahut çağrıda bulunabiliyordu.
Ben de ‘ yönlendirici ‘ olarak o kişinin konuyla ilgili bir şeyler söyleyeceğini düşünerek söz veriyorum tabii ki…
11 Ocak’ta da öyle oldu yine.
Şiir okuyacağını sandığım kişi ne arkadaşları kutladı ne de hocayı…
Etkinliğe katılanları, ay sonunda kendisi için yapılacak olan etkinliğe davet etti.
Bundan sonra, etkinlikte rolü olanların dışında kalanlara etkinlik bitince söz vereceğiz.
Konuşmacının sözleri bitsin, sorular ya da katkılar ondan sonra gelsin diyor hocamız.
Doğru söze ne denir?
‘’ Mehmet Atilla Kitaplığı Söyleşileri ‘’’nden çok şeyler öğrendiğim gibi programların yönlendiriciliğini yapıyor olmaktan da ayrı bir tat alıyorum.
Eleştirilere kulak vermenin bizi daha da geliştireceğine olan inancımla bir de çağrıda bulunayım bu satırlardan.
Önümüzdeki günlerde Gazeteci Öcal Uluç ve Gazete Karşıyaka Genel Yayın Yönetmeni Feyzi Hepşenkal ile Karşıyaka Kent Konseyi’nde ‘ Gazetecilik ve Gazeteciliğin Sorunları ‘ nı masaya yatıracağız. Bekleriz !
24 Ocak’ta da Ulvi Puğ ile Bergama’da CHP İlçe Başkanlığında birlikte olacağız. Uğur Mumcu konusunda… Bu da Bergamalılara duyurumdur!
Kalın sağlıcakla…
YAZAR: RECAİ ŞEYHOĞLU