BERGAMALI DOKTORUN BİLİNMEYEN OTOBİYOGRAFİSİ
RECAİ ŞEYHOĞLU KÖŞE YAZISI
Öğretmen, 44 yıl önce o köyde göreve başladığında Tanju henüz ikinci sınıftadır.
Öğretmenin çok hareketli bir TÖB-DER ve İGD geçmişi olduğunu ne Tanju ne de köylü bilmektedir.
12 Eylül Darbesi’nden hemen sonra Urfa’dan bu köye atanan öğretmenin tedirginliğini kimseler farktmez/anlamaz.Lojmandaki uzun kış gecelerini Orhan Kemal romanlarıyla değerlendirenöğretmen, korkusunu/ tedirginliğini ancak kitaplarıyla atabilmektedir üstünden.
Bir akşam kapısının çalınacağı ve alınıp götürüleceği endişesiyle geceleri hep ürkek ürkek girmektedir yatağına. Ürkek güvercinden farksızdır.
Havanın buz kestiği, deli rüzgârların estiği bir akşam vakti sesi titreyerek ‘’ Kim o? ‘’ der, kapısını çalana.
‘’ Örtmenim ben Tancır! Matematik örget bana.’’
İçeri aldığı kişi, okulun yakınındaki Yusuf Çelik’in biricik oğlu/ ikinci sınıf öğrencisi Tanju Çelik’tir.
Elindeki kitabı bırakır ve başlar Tanju ile konuşmaya… Dağ başındaki bu orman köyündeki öğrencinin matematik aşkı/ ders çalışma sevdası çok etkiler onu.
*
Koca Yusuf, teneffüs saatlerinde yanına gelir zaman zaman. Konu hep Tanju ve onun okumasıyla ilgilidir.
İlkokul biter ama öğretmeniyle ilişkisi devam eder Tanju’nun. Lise yıllarında da…
Bir gün Bergama’da pazaryerinde karşılaşır Koca Yusuf ile. ‘’ Hocam, benim oğlan doktorluğu kazandı.’’
Önce inanamaz. Çok duygulanır ve kutlar bu gayretli babayı. Çünkü başarının asıl mimarıdır o.
Öğretmen İzmir’de yaşamaktadır. Seyrek de olsa yıllar içinde karşılaşırlar, konuşurlar Tanju ile. Anladığı kadarıyla tıp fakültesinin sinema tiyatro bilmez, tıpla oturup tıpla kalkan bir öğrencisidir Tanju.
Sonunda tıp da biter ve baba oğul bir gün, öğretmenin Bergama’dakikooperatif evinin kapısını çalarlar.
‘’ Okut dedin okuttuk. Şimdi bir görevin daha var, oğlumu evlendireceksin.’’ der Koca Yusuf.
‘’ Yusuf, Tanju tıp fakültesini bitirmiş bir delikanlı artık. O kızı kendi arar bulur, bize gerek yok.’’ der öğretmen.
Sessizce konuşulanları dinleyen Tanju, öğretmene gülerek: ‘’ Babam doğru söylüyor öğretmenim! ‘’ der.
Sonuç: Öğretmen- öğrenci kız arayışına çıkarlar. Salihli, Bergama, Aliağa, İzmir arasında mekik dokurlar. Kimisi Tanju’yu beğenir ama o kızı beğenmez, bazen de Tanju birini beğenir kız ya da kız tarafı Tanju’yu beğenmez.
Sonunda, Aliağa Emek Şenlikleri’nde CHP İlçe Başkanı bir dostlarının kızına takılır gözü ve ‘’ İşte aradığım kız öğretmenim! ‘’ der.
Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde uzmanlık eğitimi almaya başlayan Tanju, haftanın belli günlerinde öğretmeninde konaklamakta ve geleceğe dair planlar yapmaktadırlar.
Kısa zamanda Evrim ile ilişkisi ilerler ve evlenirler. O günlerin il milli eğitim müdürü öğretmenin çocukluk arkadaşıdır. Evrim’in yeni başlayan öğretmenliği de Erzurum’da değilBayraklı’da başlamış olur.
Öğretmenin eşi ebe- hemşiredir, doğum da onun çalıştığı doğumevinde olur. Çocuğun adı mı?
Çocuk doğar doğmaz telefon açarlar öğretmene: ‘’ Çocuk doğdu, acele gel! ‘’
Okuyup üfleyip (!) çocuğa Barış adını verir öğretmen.
O Barış, şimdi tıp fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi…
Öğretmen siyasi ya… Üyesi olduğu bir partisi var. Buluşalım, görüşelim dediği adres hep partisi olduğundan Tanju’nun da ister istemez yolu düşer öğretmeninin istediğiadrese.
Köylere- beldelere ve partisinin il ilçe örgütlerine kütüphaneler kuran kütüphaneci ve gazetecidir öğretmeni.Kütüphane açılışlarınınçoğuna o da katılmıştır zaten. Her şeyi yakından bilmektedir.
Öğretmeninin annesinin zor günlerinde bu kez hizmet sırası ondadır. Elinden geleni yapar. Artık o, öğretmeninin ailesinin bir ferdidir. Öğretmeniyle de öğretmen- öğrenci değil, baba- oğul gibidir.
Siyaseti de birlikte yapar olurlar.
Genel seçimlerinde ikinci bölge milletvekili aday adayı iken ilçe ilçe köy köy birlikte dolaşırlar, bir hafta Ankara’da kalırlar.
Milletvekilliği olmazama belediye başkanlığı niçin olmasın deyip yeniden koşuşturmalı günlerine dönerler.
DününTancır’ı, bugünün çocuk hastalıkları profesörü şimdi Bergama’nın belediye başkan adayı.
Buna en çok sevinenler kimler olacak diyecek olursanız, şifa dağıttığı binlerce çocuğun anneleri babaları, komşuları, akrabaları, esnaf ve Bakırçay’ın tamamı diyebiliriz.
Siyaset dünyasında hekimlerin ağırlığı ve saygınlığı bir başka …CHP’nin genel merkezi en isabetli kararı vermiş Tanju Çelik’i aday yaparak.
Doktorun arkasında dağ gibi partisi, ilçe örgütü ve öğretmeni var. Sadece kendi partisinin de oylarını almayacak O! Bergamalıların tümünden oy almayı düşünüyor.
Bergama’daGalenosÜniversitesi kurmak gibi bir projesi olan, Bergama’ya Kent Müzesi kazandırmayı düşleyen Tanju Çelik, Bergama’da Sefa Taşkın ve Mehmet Gönenç’ten sonra iş başına geçen ve uzun yıllar da bunu sürdürecek olan Başkan olacağa benziyor.