Turizmde Eğitimle Gelen Güç: Geleceğin Anahtarı Mesleki Yeterlilik
Yazar: Ayhan VURAL – Bolu İzzet Baysal Abant Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü
Turizm sektörü, Türkiye ekonomisinin can damarlarından biri… Ancak bu canlı sektörün kalıcı başarısı yalnızca doğal güzelliklerle değil, nitelikli insan gücüyle mümkün. Son yapılan “Turizm Alanında Mesleki Eğitimin İstihdam Raporu”nun sonuçları, eğitimin sektöre yön veren en önemli faktörlerden biri olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Anket sonuçlarına göre katılımcıların büyük çoğunluğu, turizm alanında aldıkları eğitimin iş bulmalarında doğrudan etkili olduğunu belirtiyor. Özellikle otelcilik, yiyecek-içecek hizmetleri ve konaklama ve seyahat hizmetleri gibi alanlarda eğitimli bireylerin, mesleğe daha kolay adapte oldukları ve uzun vadede daha istikrarlı bir iş yaşamı sürdürdükleri gözlemleniyor. Kararlı kariyer kalıbının en çok görüldüğü sektör turizm sektörü olarak göze çarpıyor. Eğitimde ve sektörde 21. Yüzyıl becerilerinin hüküm süreceği, diploma ile beraber yeteneğe bakılacağı görülüyor.
Bu durum, mesleki eğitimin yalnızca bir diploma değil, aynı zamanda bilgi ve becerilere dayalı iş yaşamına hazırlık süreci olduğunu gösteriyor.
Katılımcıların çoğu, eğitim sürecinde edindikleri teorik bilgilerin yanında uygulamalı derslerin istihdam açısından en faydalı unsur olduğunu vurguluyor. Öğrenciler, okulda öğrendikleriyle sahada karşılaştıklarında daha özgüvenli hareket edebildiklerini ifade ediyor. Bu da turizm eğitiminin, sektörün hızlı temposuna ayak uydurabilen, donanımlı bir iş gücü oluşturduğunu kanıtlıyor.
Ancak veriler yalnızca olumlu tabloyu değil, gelişmesi gereken yönleri de ortaya koyuyor. Katılımcıların bir kısmı, turizm sektörünün mevsimsel yapısı nedeniyle iş güvencesi konusunda endişe duyduklarını belirtiyor. Bazı mezunlar ise turizm dışındaki alanlara yönelmek zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Bu da bize, turizmde istihdamın sürdürülebilirliği için kalıcı politikalar geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Araştırmadan çıkan bir diğer önemli sonuç ise, eğitimden memnuniyet düzeyiyle istihdam başarısı arasında güçlü bir ilişki bulunması. Eğitiminden memnun olan bireylerin, sektör içinde daha uzun süreli ve istikrarlı bir şekilde çalıştıkları görülüyor. Bu durum, mesleki eğitim programlarının niteliğinin doğrudan ekonomik verimlilikle bağlantılı olduğunu kanıtlıyor.
Uzmanlara göre çözüm, okullarla işletmeler arasındaki bağın güçlendirilmesinden geçiyor. Gerçek iş ortamlarında yapılan stajlar, öğrencilerin hem mesleğe hem de sektöre bakışını olumlu yönde değiştiriyor. Eğitim kurumlarının, turizm işletmeleriyle ortak projeler yürütmesi, öğrencilerin deneyim kazanmasını ve işe geçiş sürecinin kolaylaşmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak, turizm sektörünün geleceği yalnızca doğa, kültür, deniz, kum ve güneşle değil, eğitimli insan gücüyle şekillenecek. Anket sonuçları bize şunu söylüyor:
Turizmi büyütmek istiyorsak, önce insanı güçlendirmeliyiz.
Ve insanı güçlendirmenin yolu da, nitelikli, yenilikçi ve uygulamalı mesleki eğitimden geçiyor.
Turizmin kalbi eğitimle atıyor; o kalbi güçlü tutmak ise hepimizin sorumluluğu.

