8 EYLÜL DÜNYA OKUMA GÜNÜ
8 Eylül Dünya Okuma Günü: okuma yazma oranlarına dikkat çekmek, bu oranları artırmak, bireylerin, toplulukların ve toplumların okuma yazma bilmesinin öneminin altını çizmek için 17 Kasım 1965 tarihinde Unesco tarafından ilan edilmiş özel bir gündür… Teknolojik gelişmeler, özellikle akıllı telefonların hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olması okumayı özellikle kitap okumayı alışkanlıklarımızın çok uzağına itmektedir.
‘Okumak’, insanlar için, görmek veya dinlemek gibi doğal bir eylem değil. Görmek ve dinlemekten farklı olarak okumayı ancak ‘öğrenebilirsek’ yapabiliriz.
Okumanın amacı;
Boş zamanları değerlendirmek değildir. Ben bu eseri niçin okuyorum sorusuna verilecek cevaptır. Bilgi, görgü ve kültürünü artırmak, okuduğunu anlamak, başkalarına anlatabilmek ve okuduğundan etkilenmektir amaç. Ben bu kitabı niçin okudum? Bu kitaptan ne kazandım? Sorularına cevap verebilmektir amaç…
Okuma alışkanlığı;
Aristo’nun bir sözü; “Sürekli yaptığımız şey neyse biz oyuz. O halde mükemmeliyet bir eylem değil bir alışkanlıktır.”
Günlük hayatta yaptığınız alışkanlıkları bir düşünün uyandığınızda elinizi, yüzünüzü yıkıyorsunuz, dişlerinizi fırçalıyorsunuz, sindirim ve bağışıklık sisteminiz alışkanlıklarınıza bağlı olarak çalışıyor. Yürüyor veya koşuyorsunuz spor bir alışkanlık ve daha buna benzer birçok alışkanlıklar…
Peki, okuma alışkanlığına sahip misiniz?
Şöyle günün birkaç saatinde elinize bir kitap alıp okur musunuz? Cevabını vermeniz için önce okumanın önemine inanmanız gerekir.
Ne kadar zamanda ne tür eserler okuyorsunuz?
Her bulduğu kitabı mı seçtiği kitabı mı okuyanlardansınız?
Yoksa hiç okumayanlardan mısınız? Belki de alışkanlığınızın farkında değilsiniz?
O zaman okumak için önce alışkanlığa sahip olmanız gerekecek. Eğer daha çocukluğunuz da buna aile ve çevrenizden aldığınız öğretilerle sahip olamadıysanız geç kalmış sayılmazsınız.
Kitap okuma alışkanlığına sahip olmak için kriterler:
*Önce kendinize zaman ayırın, boş zamanınızda televizyon seyredin, bilgisayarda oyun oynayın ama kitap okumak için ayrı bir zaman ayırın.
*Günde 10 bin adım atmak gibi bir ölçme sisteminiz varsa, 30-60 dakika veya 50-70 sayfa okumak gibi ölçme sisteminiz niye olmasın? Okuma sistemi oluşturun.
*Kitap fuarlarına gidin, kütüphaneleri gezin özellikle sahaflarda o kitapların kokusunu hissedin.
*Kısa edebi değeri olan kolay okunan kitaplarla başlayın.
*Evinizde iş yerinizde televizyon var mı hatta birkaç tane mi? Peki kitaplığınız şöyle renkli mini bir kitaplık neden olmasın? Oluşturun, gidin bakın, dokunun, karıştırın…
*Oturduğunuz koltuğun, sandalyenin yanında, yatağınızın başucunda kitap bulundurun.
*Zamanınız varsa bir “Kitap Okuma Grubuna” üye olunuz.
*Eliniz kitaba gitmeye başladığında okuyor ve devam ediyorsanız, dışarı çıkarken otobüste, tramvayda, gemide okumak için yanınıza kitap alıyorsanız alışkanlığı sağladınız hadi iyi okumalar.
Nasıl okumalıyız;
“Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür. Hayatımın seksen yılını bu işe verdim, yine de kendimden memnun olduğumu söyleyemem.” Bu sözü söyleyen Goethe olunca okumanın hele bizler için okumanın zorluğu iyice ortaya çıkıyor.
Nasıl okumalıyız sorusunun cevabı ve yöntemleri kısaca;
*Kendi yaş ve kültür düzeyinize uygun eserler seçin altında ve üstünde olmasın.
*Okumak için özlemlerinize uygun bir seçin. Bir ağaç gölgesi, bir balkon, sıcak bir köşe, serin bir alan, çimene uzanmaya ne dersiniz, şöyle sessiz sakin bir deniz kenarı, bir duvarın köşesi…
*Yemekten sonra okumaktan kaçının.
*Kafanızda, gönlünüzde sizi meşgul edecek sorunlarınız, dertleriniz varsa okumaya kendinizi vermenize engelse o sorunları çözmeye odaklanın ve okumayı erteleyin.
*Okuyacağınız eserin yazarı hakkında bilgi sahibi olunuz.
*Okurken mırıldanmayın, satırlar üzerinde gereksiz dönüşler yapmayın. Yanınızda, elinizde dikkatinizi dağıtacak nesneler bulunmasın.
*İlk iş olarak varsa fihrist bölümünü gözden geçiriniz ve kitabın iskeletini görünüz.
*Giriş ve sonuç bölümlerini gözden geçirin, arka kapak sayfasını okuyun. Tüm konuyu anlamayı kolaylaştırın.
*Okuduğunuz metindeki önemli yerlerin altını çizin, bir yere not alın.
*Okuduğunuz metinde okuduğunuz baş ve son bölümler arasında bağlantı kurun ve bu bağlantıyı devam ettirin, koparmayın.
*Kitabı okurken sık sık elinizden bırakmayın, fazla ara vermeyin.
*Okuduğunuz konularla ilgili fazla hayal kurmayın.
*Okudukça yorgunluk duyuyorsanız dinlenin.
*Okuduğunuz bölümle ilgili zihinsel yargılama ve eleştiri yapınız.
*Anlamadığınız sözlük, terim, deyimleri not alın. Sözlükten öğrenin ve o bölümü bu anlayışla yeniden okuyun.
*Okuduğunuz kitapta yer, isim ve mekân çok fazla geçiyor ve bunları takip etmekte zorlanıyor-sanız not alın ve geri dönüşlerde bu notları kullanın.
*İyi olarak bilinen bir kitabı okurken isteksizlik duyarsanız, kendinizi zorlayın. Halen zorlanıyorsanız okumayı bırakın.
*Okuduğunuz kitabı bir başkası okumuş ise onunla tartışınız.
*Okuma bitince eserin bir özetini çıkarın, incelenecek konuları belirleyin, eleştirileri yazın.
Sonuç:
Çağdaş uygarlık ve bilim yolunda ileri gitmenin, kültürel değerlere dayalı sosyal ve ulusal bir kimlik kazanmanın, toplumda sağduyuyu egemen kılmanın yadsınamaz tek yolu, o toplumun okuma tutkusu güçlü olan bireylerden oluşmasından geçmektedir.
Ben bu yolda ilerliyorum, sizlere de iyi yolculuklar dilerim…
Yazar: H.Zeki Sungur